Translate

20 Nisan 2016 Çarşamba

                        SOSYAL MEDYA
Sosyal medya, Web 2.0' ın kullanıcı hizmetine sunulmasıyla birlikte, tek yönlü bilgi paylaşımından, çift taraflı ve eş zamanlı bilgi paylaşımına ulaşılmasını sağlayan medya sistemidir. Ayrıca sosyal medya; kişilerin internet üzerinde birbirleriyle yaptığı diyaloglar ve paylaşımların bütünüdür.

Sosyal ağlar, insanların birbiriyle içerik ve bilgi paylaşmasını sağlayan internet siteleri ve uygulamalar sayesinde, herkes aradığı, ilgilendiği içeriklere ulaşabilmektedır. Küçük gruplar arasında gerçekleşen diyaloglar ve paylaşımlar giderek, kullanıcı bazlı içerik (İngilizce: UGC-User Generated Content) üretimini giderek arttırmakta, amatör içerikleri dijital dünyada birer değere dönüştürmektedir.
Zaman ve mekân sınırlaması olmadan (mobil tabanlı), paylaşımın, tartışmanın esas olduğu bir insanî iletişim şeklidir. Sosyal medya platformlarında insanlarla buluşur ve iletişimde bulunursunuz. İnsanlara yardım eder, yardım alır, sorularına cevap verir ve kendi sorularınızı sorarsınız. Bu bakımdan sosyal medya resmi olmayan eğitim yollarından da bir tanesidir.
Teknoloji , telekomünikasyon, sosyal iletişimin kelimeler, görseller, ses dosyaları yolu ile sağlandığı bir yapıya sahiptir. İnsanlar hikâyelerini ve tecrübelerini bu bağlamda paylaştığı bir çerçeveye de sahiptir.
Sosyal medya aynı zamanda "Kullanıcıların Ürettiği İçerik" ve "Müşterilerin Ürettiği Medya" kavramlarını da ortaya çıkarmış, bu yapısıyla da ticari plandaki anlamını kazanmıştır.

Ama Andreas Kaplan ve Michael Haenlein’in 2010’daki tespitine göre Sosyal Medya; “Web 2.0 üzerinde ideolojik ve teknolojik içeriklerin, yapılanmaların kullanıcı merkezli bir şekilde üretilmesine ve geliştirilmesine izin veren internet tabanlı uygulamaların bütününe” denilmektedir. 
             SOSYAL MEDYANIN BÖLÜMLERİ 
Sosyal medya teknolojileri blogları, iş ağları, kurumsal sosyal ağlar, forumlar, mikrobloglar, fotoğraf paylaşımı, ürün/hizmet değerlendirmeleri, soya imleme, sosyal oyunculuk, sosyal ağlar, video barındırma ve sanal dünya gibi birçok farklı şekli alabilir.
            SOSYAL MEDYA OKURAYAZARLIĞI
Sosyal medya okuryazarlığı veya yalnızca medya okuryazarlığı olarak da adlandırılan, insanların medya mesajlarını daha iyi anlaması, analiz etmesı, belirli açılardan değerlendirebilmesi ve daha bilinçli olarak tüketebilmesi sürecine verilen isimdir. Terim, geleneksel medyaya ancak okur olarak katkısı bulunan kişinin, günümüz yeni sosyal medyasında kitle iletişim araçlarını kullanma konusunda herkese eşit fırsat verilmesi ilkesine dayanılarak türetilmiştir. İnternet  ile birlikte gelen bu fırsat, kişilerde teknik bilgi ve beceri bulunmasını da gerektirmektedir. İnternet sosyal mecrasında Facebook, Youtube, Twitter ve çeşitli blog ortamları, geleneksel medyanın da (gazeteler, dergiler vb.) bu ortamda yer alması nedeniyle kişiler bu farklı rolü kullanmaktadırlar. Günümüzde, bu sosyal medya ortamları; fikir, düşünce, fotoğraf, video ve yazıların paylaşılabildiği gündelik hayatın vazgeçilmezleri arasında yerini almıştır. İnsanlar açısından geçmiş medya ortamına göre, yalnızca tüketici olma anlayışı neredeyse hükümsüz hale gelmiştir.

Avrupa ülkelerinde, bu nedenlerden dolayı; sosyal medya okuryazarlığı eğitimine başlanılmıştır. Sosyal medya okuryazarlığı eğitiminde, öğrencilere sosyal medyanın nasıl kullanılacağı kadar, bu mecrada karşılaşılabilecek olan hakaret veya kişilik haklarına saldırılar ile ilgili eğitimler de verilmektedir. Türkiye' de sosyal medya okuryazarlığı eğitim programı RTÜK tarafından yürütülmektedir. Program kapsamındaki müfredatta yine RTÜK üyeleri tarafından oluşturulan komisyon tarafından değerlendirilmekte ve incelenmektedir. Halen seçmeli dersler arasında yer alan eğitimin, ilk, orta ve lise eğitiminde zorunlu ders kapsamına alınması sürekli gündeme getirilmektedir. Amerika Birleşik Devletleri'nde 1932 yılından bu yana medya eğitimi öğrencilere verilmektedir.
SOSYAL MEDYA' NIN TOPLUMA ETKİLERİ 
Sosyal medyadan sonra insan hayatında birçok şey değişmeye başladı. Sosyal medyada varolan içerik kullanıcı tarafından oluşturulduğundan yaratıcılık önem kazanmaya başladı ve katılım çağı doğdu. Medya'nın içeriğini üreten ve medyayı izleyen arasındaki katı ayrım ortadan kalktı. Bu oluşuma bağlı olarak değişim hızı arttı. İnsanlar için inovatif olmak ve yeniliklerde başı çekmek önem kazandı. Gerçekler değil fikirler önem kazandı, objektif olmak değil içten olmak önemli hale geldi.
Sosyal medya yeni bir ilişkiler ağı ve iletişim jargonu ortaya çıkardı. Bir müstear ismin arkasına saklanmış olmanın verdiği özgüven bireylere muazzam bir ifade özgürlüğü bahşetmiş, insanlar bilinçaltının derinliklerinde mahsur kalmış duygu ve düşünceleri rahatlıkla ifade edebilir hale getirmiştir. Ancak bunun yanında mahremiyet duygusunu köreltme gibi birtakım olumsuz özelliklerinden de bahsedilmektedir.
Ebeveynlerle çocukları arasındaki iletişim yönü değişti. Ebeveynler şimdiki teknolojik şartlara yakın şartlarda doğan çocuklarının öğrenme hızlarına yetişemedikleri için bazı şeyleri çocuklarından öğrenmeye istekli hale geldiler. Bu öğrenme sonucunda sosyal medyaya daha yatkın hale gelen ebeveynler, çocuklarıyla sanal ortamı paylaşmaya başladılar ve çocuklarının arkadaş çevrelerini de bu yolla daha yakından tanıma olanağına kavuştular.
Sosyal medyanın gelişmesiyle, eğitim alanında yenilikler yapılması zorunlu hale geldi. Web 2.0'a doğan çocukları eğitebilmek için yeni yöntemler oluşturulması ve bu yöntemlerin yeni şeyler öğretmesi gereksinimi doğdu. Sosyal medya ile okullar duvarlar arasında kalmaktan kurtuldu. Eğitimde Web 2.0 ile geliştirilen yeni teknikler kullanılmaya başlandı. 
Sosyal medya kullanımında içerik ekleyen her birey eşit olduğundan demokrasi fikrinin insanların kafasına yerleşebilmesi için uygun ortam sağlanmaktadır. Bu sayede sosyal medya platformlarının kullanıcıları özgürce fikirlerini aktarabilme imkanı bulmaktadır. Bu durum, kişilerin internette öne sürdükleri düşüncelere, paylaşımlara, tanıdıkları olsun olmasın, diğer kişilerin yaptıkları yorumlar ve geri bildirimlerle bir sosyal etkileşim ortamı ve giderek sanal cemiyetler oluşturmaktadır. 

Batı dünyasının sürekli olarak teknolojik gelişmeleri demokrasiyi yaygınlaştırıcı araçlar olarak pazarlaması, baskıcı rejimlerin internet üzerindeki faaliyetlerini sadece internet sitelerini kapatmak veya internet sitelerine erişimi yasaklamaktan çıkarıp, sosyal paylaşım sitelerini protestocuları takip etmekten tutun, kendi propaganda sitelerini kurmaya kadar genişleyen bir yelpazede pozisyon almaya yöneltebilmektedir.
Kullanıcının yarattığı içerik, sosyal medyada yayınlanan her içeriğin eninde sonunda halka mal olması ve çıkar grupları tarafından kullanılabilir hale gelmesi sosyal medyanın tartışmalı konularından biri hale gelmektedir. Bunun farkında olmayan insanlar özel hayatlarını sosyal medyada yayınlamaya devam ettikçe “özel hayatın röntgenlenmesinin” sıradan ve kabul edilebilir bir hal alması ve iletişimin bu yeni halinin “kimliksiz kişilikler”i oluşturmakta olduğu sosyal medya kullanımına yönelik en büyük eleştirilerden bazılarıdır.
BAĞIMLILIK VE HASTALIKLAR 
Sosyal medya bağımlılığı, sosyal medya ile ilgili bağımlılık türüdür ve görece yeni bir kavramdır. İşini, gücünü, ailesini ve hata yeme içmesini bile ihmal edecek düzeyde sosyal medya kullanan insanlar bağımlı kabul edilebilir. Ancak bu bağımlılık halen dünya genelinde tıbbi açıdan bir hastalık olarak değerlendirilmemektedir.

Günümüzde sosyal medyanın daha aktif olarak kullanılmaya başlanılmasıyla birlikte, yoğunluk kazanan bazı hastalıklar bulunmaktadır. Bunlara sosyal medya hastalıkları adı verilmektedir. İnsanların yanlarından ayırmadıkları cep telefonu, tablet cihazlar bu hastalıklara etken nedenlerdir. Bazı araştırmalara göre teknolojinin bütün faydalarına rağmen, zararlarına da maruz kalınmaktadır. Bunlardan, bazı örnekler aşağıda verilmiştir;
  • Fare-klavye hastalığı
  • RSI (tekrarlayıcı gerilme yaralanması)
  • Hikikomori
  • Ego sörfü
  • Blog ifşacılığı
  • Youtube narsisizmi
  • Myspace taklitçiliği
  • Google takibi
  • Siberhondrik
  • Photolurkin
  • Wikipedializm
  • Crackberry
  • Cheesepodding

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder